Başak Nur GÖKÇAM
Yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimi ve dağıtımı için ürün tedariği sağlayan Zorlu Enerji iştiraki ZES Solar, Astroenergy ile stratejik iş birliği anlaşması imzaladı. Anlaşma ile Astroenergy’nin Türkiye’deki yetkili distribütörü olan ZES Solar, yoğun talep gören ithal ürünü, yatırımcıya ulaştıracak.
İş birliğine ilişkin bilgi veren ZES Solar Genel Müdürü Evren Evcit, “Bu anlaşma ile şu an Türkiye’deki tek yetkili distribütör biz olduk. Üretim tarafını Astroenergy kendi gerçekleştirirken, biz de Türkiye’deki satış kolunda olacağız. Türkiye’ye ithal ürün getirmenin maliyetinde artış nedeniyle, bu ürünleri tedarik etmek daha da zorlaştı. Biz ZES Solar olarak bu açığı kapatacağız ve talep edilen ürünü yatırımcıyla buluşturacağız. 2024 için başlangıç hedefimiz 200 MW(megawatt)’a ulaşmak. 2025 yılında ise 500 MW’lık bir satış hedefimiz var. Bu ürünler, ZES markamızı tamamlarken, Türkiye’deki solar yatırımlarında da tedarik tarafında kolaylık sağlayacak” dedi.
“Solar sektörü aşırı doyum noktasına ulaştı”
2023 yılının solar sektörü açısından çok iyi geçtiğini söyleyerek sektörün durumunu değerlendiren Evren Evcit, “Geçtiğimiz yıl deprem ve art arda 2 seçimin ardından biz 2023’ün daha durağan geçeceğini tahmin ediyorduk fakat öyle olmadı. Temiz enerji yatırımlarında bir duraklama dönemi yaşanmadı, aksine yoğun talep oldu.
Türkiye’deki toplam kurulu güneş kapasitesi 13 GW(gigawatt)’lara yaklaştı. Tabi bunların büyük kısmı özellikle son 3 yıl için de yapılan kurulumlara ait. Bu sene ise sektörde biraz durulma yaşandığını hatta aşırı doyum noktasına gittiğimizi söyleyebilirim. Artık büyük, saha projelerini takip ediyoruz. Çatıların yanında büyük kurulumlar gerçekleştiriliyor ve büyük sanayiciler de kendi tükettiği enerjiyi temize çevirmek için kolları sıvadı ve güneş enerjisi santrali (GES) kuruyorlar” diye konuştu.
2025’te pik noktasına ulaşılır ama sonrasında durulma yaşanmaz
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) sebebiyle özellikle demir-çelik, lastik, kömür, çimento üreticileri gibi sanayilerin temiz enerjiye yatırım yapması gerektiğine dikkat çeken Evcit, “2025’te yaşanan solar yatırımı artışında kritik etkenlerden biri de 2026’da devreye girecek olan sınırda karbon düzenlemesi olacak. Solar yatırımı, rüzgâra kıyasla hem daha düşük maliyetli hem de ölçeklendirmesi daha kolay olacağından, biz özellikle solar tarafında yatırımlarda artış hatta bir pik noktasına ulaşma bekliyoruz. Fakat 2025’ten sonra da bir durulma yaşanacağını düşünmüyoruz. Yatırımı zamanında yapamayanlar veya finansman sorunu yaşayanlar da 2026 ve 2027’de de devam edecektir” dedi.
“2025’te lisanslar, doğru ellere gitmeli”
Solar sektörünün bugüne kadar hep üretim ölçekli veya üretime öncelik veren bir sektör olarak çalıştığını hatırlatan Evren Evcit, “Şimdi üretim kapasitesinde belli bir noktaya geldik ve artık ürettiğimizi o anda tüketemezsek, yenilenebilir kapasiteleri şebekedeki dengeyi etkileme noktasına geldi. Bu kapsamda da depolama tarafı büyük önem kazandı ve bu durum ihalelere yansıdı, çok ciddi bir lisanslı depolamalı tesis kapasitesi ön lisansı oluştu.
2025 yılı, bu lisansların doğru ellere gitmesi gereken bir sene olacak. Şu anda yatırımcılar lisans yatırımlarını yaptılar ama bu lisanslar büyük ihtimal 2025 yılında gerçekten ihtiyacı olan ve yatırım yapabilecek firmalara doğru kayacak, el değiştirecek. 2025’te bu olunca asıl yatırımlar senenin sonuna doğru başlayacak. Kredi faizlerinin de artık 2025’te düşük trendine geçeceğini öngörüyoruz. Bu noktada artık beklentide olan yatırımcı da yatırımını hızlandırmaya yönelecektir” diye konuştu.
Türkiye, hücre üretme hazırlığında
Depolama tarafında da Türkiye’de yerli üretime ihtiyaç olduğunu vurgulayan Evren Evcit, “Nasıl ki güneş panelinde, konstrüksiyonda veya sistem bileşenlerinde lokalize ettik ürünleri, bataryada da çok benzer şeyler olacak. Bataryada ise en önemli yatırım, bunun hücresi. Türkiye’de de hücre üreten bir üretici var ama entegre eden yani bağlayarak, modül haline getiren çok fazla üretici olacak.
Dünyanın aslında büyük enerjiyi üreten ülkelerinin veya şebeke sistemlerinin çoğunda hızlı bir şekilde bu yatırımlar yapılmaya başlandı. Türkiye de bu konuda öncü konumda yer alıyor. Türkiye’de bir üreticinin ürettiği bataryalara alıp entegre etmek veya Çin’den uzak doğudan o bataryaları getirip modülleri getirip entegre etme yolu da başlayacak. Türkiye, yavaş yavaş talebe yönelerek, hücreyi üretmeye başlayacak” yorumunu yaptı.
“Globalde yaşanan enflasyonun etkisi geçti”
Enflasyon artışının güneş paneli üretiminde kullanılan tüm ham madde fiyatlarını etkilediğini söyleyen Evren Evcit, “Biz ham maddelerimizin büyük bölümünü yurt dışından alıyoruz. Türkiye’de ürettiğimiz camımız var, alüminyum çerçevemiz var.
Bunun da ham maddesi aslında yurtdışından geliyor ama globaldeki enflasyon etkisinin artık geçtiğini söyleyebiliriz. Enflasyon bir taraftan tabii ürün fiyatlarını, maliyetlerini artırırken diğer taraftan pandemi etkisiyle emtia fiyatı çok düştü. Emtianın fiyatının düşmesi de aslında ham madde fiyatlarını aşağı çekti. Yani birisi artırdı, diğeri düşürdü ama toplamdaki tren aşağı doğru gidiyor ve şu anda güneş enerjisinden üretilen elektrik, üretim metotları arasında en ucuza mal ettiğiniz enerji sistemi diyebiliriz” diye konuştu.
“Bu yıl 2 GW kapasite ile kapanış öngörüyoruz”
Büyük kurulumların öz kaynakla değil de krediyle yapıldığının altını çizen ZES Genel Müdürü Evrebn Evcit, “İşin içine kredi girdiği zaman faizler ve döviz kuru da önemli faktörler oluyor ve tam tersine düşüren trendi olduğu için bu sene de hareketlenmenin bir nebze de olsa devam edeceğini tahmin ediyoruz. Geçen sene kadar olmasa da bu sene de yine kurulumlar devam edecektir. Biz kabaca bu senenin de 2 GW’lık bir kapasitede kapanacağını öngörüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.